1.4. İLKOKULLARDA TEMİZLİK VE HİJYEN
1.4.1. Okulda Yüzey Temizliğinde Dikkat Edilecek Hususlar
1.4.2. Okuldaki Temizlik Personelinin Eğitimi
1.5. OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA KİŞİSEL HİJYEN ALIŞKANLIKLARININ GELİŞTİRİLMESİNDE HEMŞİRENİN ROLÜ
1.6.ARAŞTIRMA SONUÇLARI
1.6.1.Deney ve Kontrol Grupları Eğitimi
1.6.2. Personel Eğitimi
1.6.3.Gözlem Sonuçları
1.4. İLKOKULLARDA TEMİZLİK VE HİJYEN
Okulda öğrenciler çeşitli yaş gruplarından birçok öğrenciye ve sınıftaki yüzeyler, tuvalet, kantin ve okul çevresindeki yüzeyler başta olmak üzere birçok riskli alana temas etmektedir. Bu doğrultuda öğrenciler, okula taşınan ve okulda üreyen mikroorganizmaların çevreye transferine zemin hazırlamaktadırlar. Öğrencilere okullarda topluluk içinde bulunmaları, el yıkama- hijyen kurallarına uymamaları ve hijyen eğitimi yetersizliği sebebiyle enfeksiyon hastalıkları sık bulaşmaktadır. Okul çağı çocuklarında solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonlarına sık rastlanmaktadır
Daha çok nezle, grip gibi solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere hepatit türleri, bağırsak parazitleri gibi bulaşıcı hastalıklar okullarda görülmektedir. Okulda hijyen ve temizlik yeterli sağlanamazsa bulaşıcı hastalıklar çocuktan çocuğa kolayca yayılabilir. Çocuklarda görülen bulaşıcı hastalıklar okulda sınırlı kalmayıp ailelerine ve topluma geçmektedir. Bu nedenle okullardaki temizlik ve hijyen toplum sağlığı açısından da önem arz etmektedir
1.4.1. Okulda Yüzey Temizliğinde Dikkat Edilecek Hususlar
Temizlik sırasında koruyucu ekipman giyilmeli ve temizlik kiti kullanılmalıdır. Temizlik kiti çocukların erişemeyeceği kilitli bir yerde tutulmalıdır. Temizlik kitinde; tek kullanımlık plastik koruyucu önlük ve eldiven, deterjan, çamaşır suyu ya da tableti, tek kullanımlık havlu, plastik gözlük ve kova bulunmaktadır. Temizlik malzemesi olarak deterjan ve dezenfektan kullanılmalıdır. Tuvalet temizliğinde, tuvaletlerde günlük temizlik kontrolü için çizelge yer almalıdır ve yönetici tarafından kontrol edilmelidir
Tuvaletlerdeki musluk, lavabo, klozet oturağı, sabunluk, kapı kolları deterjan ve su ile günlük olarak temizlenmelidir. Eğer gözle görünür kir varsa hemen temizlenmeli, sterilizasyon yapılmalıdır. Kan ve vücut sıvıları ile kirlenme durumunda yüzey dezenfekte edilmeli, yıkanmalı ve kurulanmalıdır. Klozet ve alaturka tuvaletlerde özel tuvalet temizleyici maddeler kullanılmalı, uygulamada firma talimatına uyulmalıdır. Tuvalette kullanılan temizlik araç gereçleri başka yerde kullanılmamalıdır. Tuvaletteki sabun, kağıt havlu ve tuvalet kağıdı sürekli yenilenmelidir.
Sınıf ve odalardaki sıralar, masalar, pencereler ve dolaplar nötr deterjan, ılık su ve temiz bez ile günlük olarak temizlenmelidir. Yer zemini temizlenirken ilk önce süpürülüp daha sonra nötr deterjan ve ılık su ile mop yardımıyla temizlenir. Mop kullanıldıktan sonra mop başı deterjan ve suyla temizlenip hava alacak şekilde kurtulmalıdır. Kurutulan mop başı 60 derece sıcaklıktaki makinede günlük olarak yıkanmalıdır. Çöp kovası günlük olarak boşaltılıp deterjan ve su ile temizlenmelidir. Ancak çöp dolmuşsa hemen boşaltılmalıdır. Çöpün yanındaki duvar kolay kirleneceğinden günlük olarak temiz bez ve deterjanlı su ile silinmelidir
- Okuldaki Temizlik Personelinin Eğitimi
T.C. Millî Eğitim Bakanlığının ‘’Okullardaki Ortak Kullanım Alanlarının Hijyeni’’ konulu 2016/10 sayılı genelgesi ile okullardaki hijyen ve temizlik için standartlar bildirilmiştir. Bu genelgeye göre temizlik personelinin uyması gereken bazı temizlik ilkeleri aşağıdaki gibidir:
- Tuvaletlerde sabun, kâğıt havlu ve peçete bulundurulması
- Okulların koridorlarının temiz olması
- Ortak alanların günlük olarak temizlenmesi
- Ortak alanlarda kuru temizlemenin tozları kaldırması nedeniyle yüzeylerin yıkanması ya da ıslak paspas ile silinmesi
- Yüzeylerin rutin aralıklarla dezenfeksiyonunun sağlanması
- Sınıfların, öğretmen odasının, kütüphanenin, revirin, spor salonunun, laboratuvarın, atölyelerin ve yönetici odalarının günlük olarak temizlenmesi
- Sınıfların her teneffüste havalandırılmasının sağlanması
Mikrobik üremenin yaygın ve yüksek olduğu sınıf yüzeyleri, tuvalet, kantin gibi ortak kullanım alanlarında yeterli hijyenin sağlanması için burada çalışan personele eğitim verilmelidir. Her yeni personel alındığında ve yıl içinde düzenli olarak personele okulda temizlik konusunda eğitim verilmelidir.
1.5. OKUL ÇAĞI ÇOCUKLARINDA KİŞİSEL HİJYEN ALIŞKANLIKLARININ GELİŞTİRİLMESİNDE HEMŞİRENİN ROLÜ
2011 yılında çıkan 663 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile yasallaştırılan Aile Hekimleri Yönetmeliğinde okul sağlığına yer verilmiştir. Yönetmeliğe göre aile hekimlerinin okul çağı çocuklarının sağlık durumlarından sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Toplum Sağlığı Merkezleri ve İlçe Sağlık Müdürlükleri de okul sağlığı uygulamalarından sorumludur. Sağlık Bakanlığıyla Millî Eğitim Bakanlığı arasında 2006 yılında imzalanan ‘’Okul Sağlığı İş Birliği Protokolü’’ ile okul sağlığı hizmetleri halen yürütülmektedir. Okul sağlığı hemşireliğinin de okul sağlığı hizmetlerinin sürdürülmesinde önemi büyüktür.
Okul hemşiresi, normal gelişim içindeki olumlu yanıtı güçlendirir, sağlığı geliştirir ve potansiyel ya da gerçek sağlık problemlerini saptayarak vaka yönetimini sağlar. Öğrencilerin sağlıklı davranış geliştirmesi konusunda yeterliliklerini ve adaptasyonlarını diğer disiplinlerle iş birliği yaparak sağlar.
Okul sağlığı hemşiresinin sahip olduğu önemli rollerin başında sağlık eğitimcisi rolü yer almaktadır. Dünya genelinde yapılan çalışmalar, sağlık eğitimi ile sağlığın geliştirilmesi kavramlarının bağlantılı olduğunu; fakat iki kavram arasında doldurulması gerekilen bir boşluğun varlığını göstermektedir. Sağlık eğitimi ile öğretilen sağlığın geliştirilmesine yönelik davranışların kazanılmasında hemşireler önemli bir güçtür.
Sahada uygulanan pek çok sağlık eğitiminin kişilerde davranış değişikliği yaratmadığı görülmektedir. Bunun nedeni sağlık değişiminde rol oynayan faktörlere yönelik direk uygulamaların geliştirilmemesi ve yapılan sağlık eğitiminin sonuçlarının değerlendirilmemesidir.
Aynı zamanda hemşirelikte sağlık eğitiminde ön test ve uygulama sonrası son test yapılması kişideki davranış değişiklikleri objektif değerlendirildiği için profesyonelliği arttıracaktır.
1.6.ARAŞTIRMA SONUÇLARI
1.6.1.Deney ve Kontrol Grupları Eğitimi
- Kontrol grubu ve deney grupları arasında öğrencilerin yaşı, cinsiyeti, anne-baba eğitim düzeyi, sosyoekonomik durum açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Seçilen örneklem gruplarının benzer ve homojen olduğu saptanmıştır.
- Kontrol grubu ve deney gruplarına göre öğrencileri anne-baba meslekleri, ekonomik durum ya da aile yapısı açısından istatistiksel olarak karşılaştırdığımızda anlamlı farklılık saptanmamıştır. Grupların homojen olduğu saptanmıştır.
- Kontrol ve deney grubundaki öğrenciler sağlık düzeyleri açısından değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sadece “Son iki ayda okula gelmenizi engelleyecek bir hastalığınız oldu mu?” sorusuna verilen cevapların gruplar arasında istatistiksel anlamlı olarak farklı olduğu saptanmıştır. Deney grubundaki öğrencilerin son iki ayda okula gelmeyi engelleyecek hastalık geçirme oranının, kontrol grubundaki öğrencilere göre daha yüksek oranda olduğu saptanmıştır.
- Eğitim sonrasında öğrencilerin sağlık düzeyleri incelendiğinde “son iki ayda ateşli hastalık geçirme oranı” ve “hastalık nedeniyle okula devamsızlık durumu” sonuçları gruplar arasında istatistik anlamlı olarak farklılık göstermiştir. Eğitim verilen öğrencilerin hastalık geçirme oranları istatistiksel anlamlı olarak azalmıştır.
- Kontrol grubu ve deney grupları arasında öğrenci sağlık düzeyleri incelendiğinde, deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmazken; kontrol grubunun sağlık düzeyinin (ateşli hastalık geçirme ve hastalık nedeniyle okula devamsızlık durumu) istatistiksel anlamlı olarak daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu da bize personel eğitiminden çok öğrencilere verilen kişisel hijyen eğitiminin öğrenci sağlığı üzerine etkisi olduğunu göstermiştir.
- Çalışma başlangıcında diş fırçalama sıklığı gruplar arasında istatistiksel anlamlı olarak farklı bulunmuştur. Kontrol grubundaki öğrencilerin diş fırçalama sıklığının, deney grubundaki öğrencilere göre daha yüksek olduğu saptanmıştır.
- Diş fırçasını değiştirme sıklığını araştırmak için sorulan sorunun cevabı da gruplar arasında istatistik anlamlı olarak farklı bulunmuştur. Deney grubundaki öğrencilerin %50’si diş fırçalarını eskidikçe değiştirdiklerini ifade etmekteyken; kontrol grubundaki öğrencilerin % 44.6’sı diş fırçalarını yılda bir kez değiştirdiklerini ifade etmektedir. Deney grubundaki öğrencilerin diş fırçalarını değiştirme sıklığının istatistik anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır.
- Banyo yapma sıklığı, ayak yıkama sıklığı, tırnak kesme sıklığı kontrol grubundaki öğrencilerde, deney grubuna göre istatistik anlamlı olarak daha yüksek olduğu saptanmıştır.
- Tuvalet sonrası beden temizliği, el yıkama şekilleri de gruplara göre istatistik anlamlı olarak farklılık göstermiştir.
- Sonuç olarak eğitim verilen grubun kişisel hijyen düzeyinin istatistik anlamlı olarak kontrol grubuna göre daha iyi olduğu saptanmıştır.
- Kontrol grubundaki öğrencilere farklı zaman aralıklarında yapılan kişisel hijyen testi sonuçları incelendiğinde, genel olarak istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı saptanmıştır.
- Kontrol grubundaki öğrencilerin farklı zamanlarda yapılan kişisel hijyen anket sonuçlarında, son yapılan testte ile ilk yapılan teste göre banyo yapma sıklığı, ayaklarını yıkama sıklığının, yüzünü uyanınca yıkama sıklığının ve yemekten sonra ellerini yıkama sıklıklarının istatistik anlamlı olarak düştüğü saptanmıştır.
- Deney grubundaki öğrencilere eğitim öncesi (EÖ) ve eğitim sonrası (ES) uygulanan kişisel hijyen ve el yıkama bilgi anketi sonuçları incelendiğinde, kişisel hijyen bilgi, tutum ve davranışlarında genel olarak istatistiksel anlamlı farklılık saptanmıştır ve olumlu yönde değiştiği gözlenmiştir. Ankete göre diş macunu tüketim miktarı (mercimek büyüklüğünde; EÖ %17.2, ES %56.9), diş fırçası değiştirme sıklığı (2-3 ayda bir; EÖ %5.2, ES %50), diş ipi kullananların oranı (EÖ %10.3, ES %44.8), banyo yapma sıklığı (haftada 2-3 kez; EÖ %8.6, ES %46.6), ayak yıkama sıklığı (her gün; EÖ %19, ES %46.6), tırnakları kesme sıklığı (haftada 1 kez; EÖ %12.1, ES %46.6), kendine ait tarağa sahip olma durumu (EÖ %24.1, ES %44.8), tuvalet sonrası beden temizliği (önce su sonra tuvalet kağıdı; EÖ %8.6, ES %58.6) ve iç çamaşırı değiştirme sıklığında (günde 1-2 kez; EÖ %6.9, ES %5.7) istatistiksel anlamlı olarak farklılık saptanmıştır .
- El hijyeni bilgi, davranış ve tutumlarından; tuvalet öncesi el yıkama oranında (EÖ %17.2, ES %70.8) ileri derecede anlamlı farklılık saptanmıştır (p=0,0001). El yıkama ile ilgili öncüllerden ‘’ Ellerin yıkanması hastalıkları önler’’, ‘’Yemeklerden önce ve sonra ellerimizi yıkamalıyız’’, ‘’Tuvalete gitmeden önce ve sonra ellerimizi yıkamalıyız’’ ifadelerini işaretleyen öğrencilerin oranı ES istatistiksel anlamlı olarak artmıştır (p=0.028, p=0.038, p=0.007). Günde 7-9 kez el yıkayanların (EÖ %6.9, ES 43.1), el yıkama süresi bir dakika olanların (EÖ %19, ES %56.9), ellerini yıkadıktan sonra kağıt mendille kurulayanların (EÖ % 24.1, ES %60.3), kişisel hijyeni tüm vücut hijyeni olarak ifade edenlerin oranı (EÖ %77.6, ES %91.4) istatistiksel anlamlı olarak artmıştır.
1.6.2. Personel Eğitimi
- Yüzey temizliği sonuçları incelendiğinde eğitim alan personelin, eğitim verilemeyenlere göre eğitim sonrasında birçok yüzeyde temizliğe dikkat ettiği ve sonuçların pozitifleştiği saptanmıştır. Yüzey temizliğinin de öğrenci sağlığı üzerinde etkisi olmadığı saptanmıştır.
- Yalnızca eğitim verilen 4.sınıf öğrencilerinin, eğitim sonrasındaki kişisel hijyen anket sonuçlarını, personelde eğitim verilen ve verilemeyenlere göre inceledik. Personele verilen eğitimin, öğrencinin kişisel hijyeni üzerine istatistiksel anlamlı bir etkisi olmadığı saptanmıştır.
1.6.3.Gözlem Sonuçları
- Okul sağlığının korunmasında okul personelinin sağlığı, okulda çevre sağlığı, öğrenci sağlığı ve sağlık eğitimi gibi temel bileşenler bulunmaktadır. Öğrenci sağlığının korunması için düzenli taramalarla sağlık sorunları erken dönemde tespit edilmeli ve mevcut hastalığı olan bireylerin tedavisinin sürdürülmesi sağlanmalıdır. Ayrıca düzenli sağlık eğitimi sağlanarak öğrencilerin sağlık bilgisi geliştirilmelidir. Personel sağlığı ve okulda çevre sağlığının sürdürülmesi için ise düzenli denetimler yapılmalı; personele çevre sağlığı, temizlik gibi konularda periyodik eğitimler verilmelidir
- Okul çağındaki çocuklarda sıklıkla, sindirim ve solunum sistemindeki bulaşıcı hastalıklar görülmektedir. Bu hastalıklar çocukların okula devamını olumsuz etkilemektedir. Günde ortalama 8 saati kapalı ortamda birlikte geçiren öğrenciler bu hastalıkları birbirine kolaylıkla bulaştırabilmektedir.
- Kalabalık bir yaşam alanı olan okul, öğrencilerin kişisel hijyen bilgi ve uygulamaları ile okuldaki hijyenin yetersizliği sebebiyle bulaşıcı hastalıkların yayılması için elverişli bir merkez haline gelmektedir. Öğrencilere kişisel hijyen ve el yıkama konulu, temizlik personeline ise yüzey temizliği konulu eğitim verilmiştir. Her iki tip eğitimin öğrencilerin bulaşıcı hastalıklara yakalanma, devamsızlık gibi sağlık düzeyi belirteçlerine etkisi karşılaştırılmıştır.
- EÖ deney ve kontrol grubu sağlık düzeyleri (kronik hastalık, ateşli hastalık geçirme durumu, hastalık nedeniyle devamsızlık) açısından karşılaştırıldığında anlamlı farklılık saptanmamıştır. Yalnızca son iki ayda okula bir hastalık nedeniyle devamsızlık oranı deney grubunda daha yüksek bulunmuştur.
- ES öğrencilerin sağlık düzeyleri incelendiğinde “son iki ayda ateşli hastalık geçirme oranı” ve “hastalık yüzünden okula devamsızlık” sonuçları kontrol ve deney grupları arasında istatistik anlamlı olarak farklılık göstermiştir. Eğitim verilen öğrencilerin hastalık geçirme oranları istatistiksel anlamlı olarak azalmıştır.
- ES gruplara göre ateşli hastalık geçirme ve hastalığa bağlı okula devamsızlık gibi sağlık düzeyi belirleyicileri incelendiğinde, deney grupları arasında istatistik olarak anlamlı farklılık saptanmazken; kontrol grubunun sağlık düzeyinin deney grubuna göre istatistik anlamlı olarak daha düşük olduğu saptanmıştır. Bu da bize personel eğitiminden çok öğrencilere verilen kişisel hijyen eğitiminin öğrenci sağlığı üzerine etkisi olduğunu göstermiştir.
- Dünyada en sık rastlanan ve yüksek ölüm oranına sahip hastalıkların başında enfeksiyon hastalıkları gelmektedir. Halk sağlığı literatürü incelendiğinde, kişisel hijyen ile el yıkama alışkanlığının edinilmesi sonucu 50’ye yakın sayıda hastalığın bulaşının engellenebileceği bildirilmektedir. Bireylere doğru el yıkama davranışı kazandırıldığında bu hastalıkların yayılma hızında azalma olacağı söylenmektedir. Örneğin Bangladeş’te gerçekleştirilen bir müdahale çalışmasında çocuklara ve annelerine el yıkama, hijyen gibi konularda eğitim verilmiştir. Çalışma sonucunda çocuklarda görülen ishal vakalarında anlamlı azalma saptanmıştır.
- Zayıf sosyoekonomik çevre gibi bağlamsal faktörler, özellikle kırsal bölgede okul çocuklarının sağlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Okulun fiziksel çevresi de çocuk sağlığının iyileştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Güvenli içme suyu temini, su arıtma ve iyileştirilmiş sanitasyon sağlanması yoluyla hijyenin teşvik edilmesi, Kenya’daki deney grubu ile kontrol grubu okullar arasında ishal riskinde %56 farklılık oluşturmuştur.
- Bireysel hijyenin teşvik edilip sürdürülmesinde okuldaki temizlik de etkili olduğundan, temizlik personeli- yüzey temizliği- öğrencilerin sağlık düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırdık. Bizim çalışmamızda deney grupları arasında sağlık düzeyindeki en fazla artış hem personele hem öğrenciye eğitim verildiği deney 1 (ö+, p+) grubunda olsa da anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Bu çalışmada personel eğitimi-öğrenci sağlığı ilişkisi bizim için gözlemsel olarak anlamlıdır. Daha geniş bir örneklem grubuyla çalışılır ve öğrencilere uygulanan anket sayısı arttırıldığında sonuçların personel eğitimi lehine değişebileceğini öngörmekteyiz. Çalışmamızdaki sonuçlar personel eğitimi ile öğrencilerin sağlık düzeyi arasında ilişki olmadığını gösterse de okulda yeterli temizliğin sağlanması açısından personel eğitimi yapılmalıdır.
MEHMET METİN
Kaynak;
Tuğçe Ertürk, Yüksek Lisans Tezi Sakarya Üniversitesi, Eylül-2020
Bir yanıt yazın